Kabul Edilen Tebliğler

ASIR ASIR İSLÂMÎ İLİMLER: HİCRÎ DÖRDÜNCÜ ASRIN İSLÂMÎ İLİMLERİN GELİŞMESİNDEKİ YERİ ULUSLARARASI SEMPOZYUMUNA ÇAĞRI

Hicri Dördüncü Asrın İslâmî İlimlerin Gelişmesindeki Yeri
adıyla düzenlemekte olduğumuz uluslararası sempozyumumuza sizleri bir tebliğ ile katılmaya davet ediyoruz.

Gerekçe

İslâmî ilimlerin nasıl başladığını ve ilk asırlarda nasıl geliştiğini öğrenmek oldukça mühim bir konudur. Zira daha sonraki dönemlerde ve günümüzde gelinen noktayı görebilmek, nasıl bir evrilme yaşadığını anlayabilmek için ortaya çıkış ve gelişme sürecini iyi bilmek gerekir.

Biz de İslâmî ilimlerin nasıl ve hangi şartlarda zuhur ettiğine, nasıl bir süreç takip ettiğine dair bazı tespitlerin yapılmasına imkân vermek amacıyla İslâmî ilimlerin zuhûr ettiği ilk asrı ve ondan sonraki yüzyılları, Asır Asır İslâmî İlimler üst başlığıyla uluslararası sempozyumlar serisi halinde işlemekteyiz. Bu çerçevede her bir yüzyılı bir sempozyuma konu ederek, o asırdaki İslâmî ilimleri bir bütün olarak incelemekte ve günümüze kadar getirmeye çalışmaktayız. Bununla, temel İslâmî ilimlerin nasıl ortaya çıktığını, nasıl geliştiğini, hangi konularla başladığını, bunların nasıl bir seyir takip ettiğini, yüzyıllar sonra bugün bildiğimiz hususlarla ne derecede örtüştüğünü, bugün İslam alemi olarak yaşamakta olduğumuz birtakım sorunlarla herhangi bir alakasının olup olmadığını, tarihî süreç içerisinde herhangi bir yerlerde bazı kırılmaların, değişimlerin, farklılaşmaların yaşanıp yaşanmadığını ortaya koymak, böylece İslam ilim, kültür ve medeniyetine katkı sağlamak hedeflenmiştir.

İslâmî ilimler açısından hangi asırlarda daha çok ilmî etkinlik ve hizmetlerin ortaya konulduğunu, hangi asırların ilmî faaliyetler bakımından daha zengin ve daha parlak olduğunu, hangi asırlarda ilmî çalışmaların zayıf ve yetersiz kaldığını; ilmî faaliyetlerin zengin veya zayıf olmasının, o asırlardaki genel gidişatla, yönetim, siyaset ve sosyo-kültürel durumlarla ilişkisinin ne düzeyde olduğunu, toplumsal şartların ilmî faaliyetlerin azalıp çoğalmasında, kaliteli veya zayıf olmasında nasıl bir rol aldığını, hangi şartlarda ilimlerin çeşitlenip zenginleştiğini, hangi koşulların ilmî çalışmaları gerilettiğini, ilmî hizmet ve faaliyetlerin coğrafi bölgelerle ve o bölgelerdeki insan, iklim, doğa gibi unsurlarla bir ilişkisinin olup olmadığını, herhangi bir asırda herhangi bir bölgede ilmî faaliyetler çeşitlenip zenginleşmişse bunda hangi faktörlerin etkin olduğunu tespit etmeye gayret göstermekteyiz.

Daha Önceki Faaliyetler

Asır Asır İslâmî İlimler: Hicrî Birinci Asır Uluslararası Sempozyumu başlığıyla hicrî birinci asırda İslâmî ilimlerin doğuşunu, kuruluşunu, yeşermesini ortaya koymaya çalıştık. İslâmî ilimlerin doğup neşv ü nema bulmasında Hz. Peygamber ve sahabenin yerini ve rolünü göstermeye çalıştık. Yine bu asırda tâbiûn halkasına mensup âlimlerin İslâmî ilimlerin gelişmesindeki konumlarını ve etkilerini gözler önüne sermeye çalıştık. Bu asırda meydana gelen gelişmeleri, bunların sebeplerini, sonuçlarını ve daha sonraki asırlara yansımalarını serdetmeye gayret ettik. Sempozyuma 16 farklı ülkeden Türkçe, Arapça ve İngilizce olarak 180 civarında tebliğ gönderildi. Bunların tamamını iki gün içerisinde sunmak mümkün olmadığı için, muhtelif kriterlere göre seçilen 50 tebliğ, 24-25 Ekim 2019 tarihinde İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi konferans salonlarında çok sayıda dinleyicinin de katılımıyla sunuldu. Tebliğler, hakem sürecinden geçirilerek edit kitap halinde Hicrî Birinci Asırda İslâmî İlimler (İstanbul: Ensar Neşriyat, 2020, 2 cilt) adıyla e-kitap olarak neşredildi.

2020 yılında pandemi sebebiyle ara verdiğimiz bu faaliyetimizi 2021 yılında Asır Asır İslâmî İlimler: Hicrî İkinci Asrın İslâmî İlimlerin Oluşumu ve Şekillenmesindeki Yeri Uluslararası Sempozyumu başlığıyla sürdürdük ve bu asırda İslâmî ilimler alanında meydana gelen gelişmeleri işledik. Bu asrın ilk otuz –otuz beş yılında tâbiûn neslinin etkisi devam etmektedir. Onların ardından dizlerinin dibinde yetişmiş olan tebe-i tâbiîn nesli gelmektedir. Bütün bunların İslâmî ilimlerin gelişmesindeki katkılarını inceledik. Bu asrın en önemli simalarından olan İmam Ebû Hanife’yi ve İmam Malik’i ve bunların ilmî faaliyetlerini irdeledik. Bu dönemde ortaya çıkan mezhepleri, bunların daha sonraki dönemlere olan etkilerini, tefsir, hadis, fıkıh, kelam, akaid, tasavvuf, Arap dili ve belagati, kıraat, siyer, İslam tarihi, dinler tarihi gibi alanlarda öne çıkmış alimleri, eserlerini, etkilerini muhtelif yönleriyle ortaya koyduk. Bu alanlarda yazılmış ilk kurucu metinleri, bu metinlere can veren kurucu şahsiyetleri muhtelif çalışmalarla tanıtmaya gayret ettik. Ayrıca bu asırda ortaya çıkmış olmaları hasebiyle öne çıkan önemli hususlar olan mihne hâdisesini ve tercüme faaliyetlerini de kısmen işlemeye çalıştık. Bu sempozyuma da büyük ilgi gösterildi. 14 farklı ülkeden Türkçe, Arapça ve İngilizce olarak 100 civarında tebliğ gönderildi. Pandemi sebebiyle 22-23 Ekim 2021 tarihinde çevrimiçi olarak gerçekleştirilen sempozyumda 62 tebliğ sunuldu. Bazı tebliğler, hakem sürecinden geçirilerek edit kitap halinde Hicrî İkinci Asırda İslâmî İlimler (Ankara: IKSAD Yayınları, 2022, 5 cilt) adıyla e-kitap olarak neşredildi.

2022 yılında Hicrî Üçüncü Asrın İslâmî İlimlerin Gelişimindeki Yeri Uluslararası Sempozyumu başlığıyla üçüncü sempozyumumuzu düzenledik ve burada da muhtelif ilimlerin gelişmesinde hicrî üçüncü asrın rolü üzerinde durduk. Bu çalışmada hicrî üçüncü asrın tefsir, hadis, fıkıh, kelam, mezhepler tarihi, tasavvuf, Arap dili, kıraat; ayrıca tarih, siret, coğrafya, astronomi, edebiyat gibi alanlarda tebârüz etmiş önemli isimlerini ve ortaya konulmuş mühim eserlerini işledik. Bu asır âdeta hadis ilminin altın çağıdır. Buhârî ve Müslim başta olmak üzere hadis alanının en önemli isimleri, Sahîh-i Buhârî, Sahîh-i Müslim gibi en muteber eserleri bu asırda vücut bulmuştur. Vefat tarihi bu asırda olduğu için İmam Şâfiî, Ahmed b. Hanbel gibi alimler de bu asrın çok mühim simaları olarak işlendi. Bakiy b. Mahled, Yaya b. Sellâm gibi tefsir alanında tebârüz etmiş şahsiyetler ve daha birçok alim ve eserleri de bu kapsamda ele alındı. Bu asır, tercüme faaliyetleri gibi çok mühim olayların ve mihne gibi son derece üzücü hâdiselerin etkin olduğu bir asırdır; bu bakımdan bunlar da irdelendi. Bu sempozyumumuza da büyük ilgi gösterildi. 16 farklı ülkeden Türkçe, Arapça ve İngilizce olarak 118 civarında tebliğ gönderildi. Düzenleme kurulumuz ve Bilim ve Danışma kurulumuz bunların arasından 106 tanesini sunum için münasip buldu. Sempozyum 25-26 Kasım 2022 tarihinde İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi konferans salonlarında aynı anda üç ayrı salonda paralel olarak gerçekleştirildi. Bu tebliğlerden bazıları, kitap bölümü olarak yayımlanmak üzere gönderilen daha başka çalışmalarla birlikte hakem sürecinden geçirilerek edit kitap halinde basılacaktır. Türkçe ve İngilizce olanlar Hicrî Üçüncü Asırda İslâmî İlimler adıyla Ankara’da IKSAD Yayınları arasından e-kitap olarak neşredilecektir. Arapça olanlar ise el-Ulûm el-İslâmiyye fi’l-Karni’s-Sâlis el-Hicrî adıyla Fas’ta uluslararası bir yayınevi tarafından basılacaktır. Her iki çalışmanın basım süreci yakın bir zamanda tamamlanacak ve 2023 yılı içinde gerçekleşecektir.

 

HİCRÎ DÖRDÜNCÜ ASRIN İSLÂMÎ İLİMLERİN GELİŞİMİNDEKİ YERİ ULUSLARARASI SEMPOZYUMU

2023 yılında da Hicrî Dördüncü Asrın İslâmî İlimlerin Gelişimindeki Yeri Uluslararası Sempozyumu başlığıyla muhtelif ilimlerin hicrî dördüncü asır açısından incelenmesi hedeflenmektedir.

Neden Hicri Dördüncü Asır

İslam dini ve İslâmî ilimler açısından Hicrî dördüncü asır da önceki üç asır gibi oldukça önemlidir. Hicrî birinci asrı İslâmî ilimlerin tohumlarının toprağa serpildiği ve yeşerdiği; hicrî ikinci asrı da İslâmî ilimlerin boy atıp fidan haline geldiği bir asır olarak düşünebiliriz. Hicrî üçüncü asır bu ağaçların artık meyveye durduğu ve bereketli ürünler verdiği bir asırdır. Dördüncü asır ise meyvelerin olgunlaştığı ve tam kıvamına geldiği bir asırdır. Ürünlerin olgunlaşıp kemâle erdiği bu asrı, 2023 yılında muhtelif yönleriyle işlemeyi planlıyoruz. Burada hicrî dördüncü asır derken, zaman bakımından hicrî 300-399, milâdî 913-1009 yılları arasını; mekân bakımından ise bir ucu Çin seddine diğer ucu Adriyatik Denizi ile Endülüs’te Fransa sınırına dayanmış olan İslam coğrafyasını kastediyoruz.

 
Hicrî dördüncü asırda sekiz halife görev yapmıştır. Bu halifeler zaman zaman yönetimde etkili olabilmişlerse de çoğunlukla o zamanlar güçlü olan daha başka bazı devletlerin etkisi altında kalmışlardır. Halifenin seçimi, tahttan indirilmesi, cezalandırılması çoğunlukla bu devletlerin yöneticilerinin isteğine göre olmuştur. Asrın başında Abbasilerin on sekizinci halifesi olan Muktedir Billâh (hilafeti 295-320/908-302) halife olarak görev yapmıştır. Hicrî üçüncü asrın sonlarına doğru halife olan Muktedir Billâh, hicrî dördüncü asrın ilk yirmi yılında da hilafetini sürdürmüştür. Yaklaşık 25 yıl bu görevi sürdürmüştür ki, bu haliye en uzun süre halifelik yapanlardan biridir. Asır, Kâdir Billâh’ın hilafet döneminde (381-422/991-1031) sona ermiştir. Kâdir Billâh 41 yıl süren yönetimiyle en uzun süre bu görevi yapan ikinci Abbasi halifesi olmuştur. Bu asrın başında Endülüs Emevi Devletinde III. Abdurrahman (300-350/912-961) görev başında idi. Ardından II. Hakem (350-366/961-976), II. Hişam (366-399/976-1009) görev yapmışlardır. 399/1009 yılında II. Muhammed ve Süleyman el-Müsteîn çok kısa sürelerle görev yapmışlardır.
abbasi-harita

Bu dönemde haritadan[1] da anlaşıldığı üzere İslam coğrafyasının bir ucu Atlas Okyanusunda diğer ucu ise Çin Seddindedir. Bunun yanında Endülüs İslam Devleti de bugünkü İspanya topraklarına tamamen hâkim olmuş vaziyettedir. Müslümanlar Akdeniz’e hâkim oldukları gibi Kafkasya ve Orta Asya’da da tamamen etkin durumdadırlar. Bu asırda çok sayıda İslam devleti ve hanedanlığı bulunmaktadır. Bunları çoğunlukla Abbasi hilafetini kabul etmekle beraber kendi başlarına müstakil bir devlet veya hanedanlık durumundadırlar. Bunlar zaman zaman Abbasilerle çoğu zaman da kendi aralarında bir takım savaşlar yapmakta, zaman zaman bazı devletler veya hanedanlar diğer bir İslam devleti tarafından ortadan kaldırılabilmektedir. Bu savaş ve iç çatışmalar sebebiyle İslam coğrafyasında çok büyük oranda imar, eğitim, ticaret hareketleri görünüyorsa da yine de bazı bölgelerde bu alanlarda önemli bazı teşebbüsler olmuştur. Bu asırda siyâsî ve askerî hareketlerin daha etkili olduğunu söyleyebiliriz.

Bu dönemde Abbasî hilafetiyle münasebetleri bulunan ve zaman zaman hilafet üzerinde çok ciddi etkileri olan devletlere baktığımızda yandaki tabloda da görüldüğü gibi 10 civarında devlet ve hanedanın varlığını görmekteyiz. Bunların bir kısmı burada üzerinde durduğumuz asırdan yani dördüncü yüzyıldan önce kurulmuş ve bu yüzyıldan sonra da hayatiyetini sürdürmüştür. Bazıları ise bu yüzyılda ortaya çıkmış; bir kısmı bu yüzyılda yok olmuştur. Bunlar çoğunlukla Türk ve İran kökenli devletlerdir. Mezhep olarak da çoğunluk itibariyle Ehl-i Sünnet/Sünni eğilime mensupturlar.

Dinî ilimler açısından baktığımızda da hicrî dördüncü asrın da üçüncü asır gibi çok verimli geçtiğini görmekteyiz. Hicrî ilk iki asırda tefsir ilmi teşekkül etmiş olmakla birlikte tefsir faaliyetlerinin yoğun bir şekilde yapılması hicri üçüncü asırda olmuştur. Bu dönemde dilsel tefsir başta olmak üzere telif edilen çok sayıda tefsirler ve öne çıkan önemli müfessirler dikkat çekmektedir. Tefsir ilminde en önemli eserler dördüncü asırda yazılmıştır. Tefsir deyince akla gelen ilk eserin İbn Cerîr Taberî’nin Câmiu’l-beyân an te’vîli âyi’l-Kur’ân adındaki eseri olduğunu söyleyebiliriz. Taberî’nin bu muazzam eseri yok sayılacak olursa tefsirde çok büyük bir eksikliğin olacağı muhakkaktır. Bu eserin ağırlıklı yanının rivâyet olduğu söylenebilir. Bunun gibi önemli olan diğer bir eser ise dirâyet yönü öne çıkan Ebû Mansûr Muhammed Mâtürîdî’nin Te’vîlâtu’l-Kur’ân adlı eseridir. Aynı zamanda Te’vîlâtu Ehli’l-Sünneh diye de bilinen eser, dört başı mamur bir tefsirdir. Hicrî dördüncü asırda çok mühim tefsir yazmış diğer alimleri şu şekilde verebiliriz: Ebû Ali el-Cübbâî, Ebu’l-Kasım el-Belhî, Ebû İshak ez-Zeccâc, Ebû Bekir İbnu’l-Münzir, Ebû Müslim el-Isfehânî, İbn Ebî Hâtim er-Râzî, Ebû Cafer en-Nehhâs, Ebû Bekir el-Cessâs, Ebu’l-Leys es-Semerkandî, İbn Ebî Zemenîn. Bunlar oldukça şöhret kazanmış olanlardır. Bunlar kadar olmasa da yine de tefsirde ehemmiyet arz eden daha başka isimler de vardır. Bunların bir kısmı tefsirlerini rivâyet, yöntemini esas alarak yazmışken, bir kısmı dirâyet yöntemini benimsemiştir. Ahkâm, lügat, tasavvuf gibi yöntemleri esas alarak yazılan çok sayıda tefsir de vardır. Yine bu müfessirlerin bir kısmı Ehl-i sünnet anlayışını benimsemişken, el-Cübbâî, el-Belhî, el-Isfehânî gibileri Mutezilî anlayış üzere eserlerini yazmışlardır. Ebu’l-Kasım Furat el-Kûfî, Ebu’n-Nasr el-Ayyâşî es-Semerkandî, Ebu’l-Hasan Ali b. İbrahim el-Kummî gibi alimler de Şiî perspektifle tefsirlerini yazmışlardır.

Hicri üçüncü asır hadis ilmi açısından daha fazla önemli olmakla birlikte dördüncü asır da azımsanmayacak bir öneme sahiptir. Asrın başında vefat eden Ebû Abdirrahman en-Nesaî, en önemli sünen kitaplarından birinin sahibidir. Nesaî aynı zamanda tefsiri olan önemli bir müfessirdir. Ebu’l-Kasım et-Taberânî, hadis ilmi açısından vazgeçilmez bir alimdir. Yazdığı Mu’cemlerle hadis ilmine çok şey katmıştır. Taberânî’nin et-Tefsîr el-Kebîr adında tefsirle de ilgili mühim bir eseri vardır. Ebû Ya’la el-Mevsilî, Ebû Bekir İbn Hüzeyme, Ebû Avâne el-İsferâyinî, Ebû Hatim İbn Hibbân, Ebu’l-Hasan ed-Dârekutnî, hadis usulü alanında ilk eser yazmış olan Ebû Muhammed Râmhürmüzî ve daha çok sayıda önemli hadis alimi bu dönemde yaşamış ve mühim eserler yazmışlardır. Bu asır müstedrek, müstahraç gibi tasnif türlerinin de öne çıktığı bir asırdır. Etraf hadislerinin ve daha önce yazılmış hadis kitapları üzerine yazılan şerhlerin de ilk örnekleri bu asırda yazılmıştır. Ehl-i Sünnetin nazarında Buhârî’nin konumu neyse Şia’nın da o şekilde değer verdiği el-Kâfî bu dönemde el-Kuleynî tarafından hazırlanmıştır.

Hicrî dördüncü asır özellikle itikâdî mezhepler açısından çok mühimdir. Mutezile mezhebi hicri ikinci asırdan itibaren gittikçe güçlenmeye ve iktidarın da desteğiyle bütün bölgede yayılmaya başlamışken; bu büyük ilgi sayesinde kurumsal bir hal almışken, Ehl-i sünnetin henüz kurumsallaşmış bir yapısı mevcut değildi. Gerçi İmam Ebû Hanife’den itibaren başlamak üzere İmam Malik, İmam Şafii, Ahmed b. Hanbel ve daha başka bazı alimler itikâdî/kelâmî konuları eserlerinde ele alıp işlemişlerdi ancak henüz bu konuda Ehl-i sünnete ait disiplinli bir mezhep hasıl olmuş değildi. İşte bu asırda ortaya çıkan Ebû’l-Hasan el-Eş’arî ve Ebû Mansûr el-Mâtürîdî, Ehl-i sünnet ekolünün iki büyük itikadi mezhebini kurarak kurumsal bir kimlik kazandırmışlardır. El-Eş’arî önceleri Mutezile mezhebine mensupken, bu mezhebin görüşlerini nasslara ve akla aykırı bularak bu mezhepten ayrılarak mezhebini kurmuştur. Bu alimlerin ikisi de hicrî dördüncü asrın alimleridir. Bugün Müslümanların çok büyük kısmı Ebu’l-Hasan Eş’arî’nin kurduğu Eş’ariye mezhebine; diğer kısmı ise Ebû Mansûr Mâtüridî’nin kurduğu Mâtürîdiye mezhebine mensupturlar. Bunun dışında Ebû Ali el-Cübbâî ve Ebu’l-Kasım el-Belhî tefsir alimi olmaları yanında aynı zamanda çok önemli birer Mutezili kelam alimleridir ve mezheplerini hararetle savunmuşlardır. Şeyh Müfid ve İbnu’l-Cuham da Şia’nın önemli alimleridir.

Fıkıh ilmi açısından bakıldığında her ne kadar amelî/fıkhî mezhepler daha önce zuhur edip şekillenmişlerse de bu mezheplerin kurumsallaşması ve kurucu metinlerin oluşturulması bu asırda artarak devam etmiştir. Birer ahkâm tefsiri olan Ebu Cafer et-Tahavî ve Ebû Bekir el-Cessâs aynı zamanda büyük birer fıkıh bilginidirler. Özellikle Hanefi fıkhının temel usul eserlerinin en önemlilerinden bir kısmı bu iki alim tarafından yazılmıştır. Ebû Ali el-Berdeî, Ebu’l-Hasan el-Kerhî, Ebû Bekir el-İskâf, aynı zamanda bir müfessir olan Ebu’l-Leys es-Semerkandî Hanefî mezhebinin yayılmasına bu dönemde hizmet eden alimlerden bazılarıdır. Aynı şekilde Şafiî, Mâlikî ve Hanbelî mezheplerinin de çok önemli alimleri bu asırda mezheplerinin temelini teşkil eden eserler vücuda getirmişlerdir. Ebu’l-Abbas İbn Süryec, Ebû Avâne Yakup b. İshak, Ebu’l-Abbas Yakup b. Asamm, Ebû Bekir İsmail el-Kaffâl el-Kebîr bu asırda Şafiî mezhebini yayan alimleden bazılarıdır. Ebû Bekir el-Hallâl, Ebu’l-Kasım el-Hırâkî gibi alimler de bu asırda Hanbeli mezhebine büyük hizmet etmiştir. İbn Ebî Zeyd el-Kayrevânî, Ebû Ömer el-Mâlikî, İbrahim b. İshak b. Ebî Zerd el-Emevî et-Tuleytulîgibi alimler de Maliki mezhebini yaymışlardır. Caferî/Şiî fıkhı açısından en öenmli isimler aynı zamanda mühim bir hadisçi olan el-Küleynî ile İbn Babeveyh el-Kummî’yi zikredebiliriz.

Ebû Bekir İbnu’l-Enbârî de Arap dili yanında ayrıca kıraat konusunda da önemli eserler yazmıştır. Ebû Bekir en-Nakkâş da tefsirciliği yanında kıraat alanında önemli hizmetler yapmıştır. İbn Ebî Dâvud es-Sicistânî’nin Kitâbu’l-Mesâhif; Ebû Bekir İbn Mücahid’in Kitâbu’s-Seb’a fi’l-Kıraât; Ebû Bekir İbnu’l-Enbârî’nin Kitâbu İzâhi’l-Vakfi ve’l-İbtidâ; aynı zamanda önemli bir müfessir olan Ebû Cafer en-Nehhâs’ın el-Kat’ ve’l-İtnâf adlı eserleri de bu asırda kıraat alanında oluşturulmuş çok değerli eserlerdir. Asrın dikkat çeken diğer kıraat alimleri arasında Ebû Mansur el-Ezherî el-Herevî, Ebû Abdillah İbn Hâleveyh, Ebu’l-Feth İbn Cinnî, İbn Ğalbûn, Ebû Bekir b. Mihrân gibi isimleri de zikredebiliriz.

Lügat alanında Zeccâc ve Nehhâs gibi aynı zamanda müfessir olan alimlerin yanında bir de Ebû Ali el-Fârisî’yi ve öğrencisi İbn Cinnî’yi zikretmek gerekir ki ikisinin de nahiv konularıyla ilgili çok sayıda eserlerinin olduğu belirtilmiştir. İbrahim b. Muhammed b. Arafe Nefduye de önemli bir lügat alimidir. Endülüs dil ekolü açısından da Ebû Bekr Muhammed ez-Zübeydî’yi zikretmek gerekir.

Tarih alanında dönemin ve belki de bütün dönemlerin en önemli eseri olan Târîhu’l-Ümem ve’l-Mülûk adlı eser ve müellifi İbn Cerir et-Taberî, Murucu’z-Zeheb, Ahbâru’z-Zaman, et-Tenbih ve’l-İşrâf gibi eserler ve bunların müellifi Ebu’l-Hasan Ali el-Mes’ûdî, Ahlâku’n-Nebi ve âdâbuhu adlı eser ve müellifi Ebu’ş-Şeyh İbn Hayyan el-Isfehani gibi alimler zikredilmesi gereken önemli eserler ve tarihçilerdir.

Tasavvufta Hallac-ı Mansûr, Ebû Nasr es-Serrâc, Ebû Said b. Arabî, el-Hakîm et-Tirmizî, Muhammed b. İbrahim Kelâbâzî, Ebû Talip el-Mekkî dönemin en önemli tasavvuf alimleridir. Tasavvuf bu dönemde temel bazı mevzular üzerinde yoğunlaşarak mesail, mebadi’ ve yöntemi olan müstakil bir disiplin haline gelmeye başlamış ve bir ilim olarak ortaya çıkmıştır. Başta şatahat, semai tevekkül olmak üzere bazı konularda tasavvuf erbabı kendi içinde bazı tartışmalar yaşamış; ayrıca tasavvuf dışı bazı disiplişn mensupları tarafından da sert bir şekilde eleştiriler yapılmıştır.

Felsefe alanında dönemin yetiştirdiği en önemli alim Ebu’n-Nasr Muhammed el-Farabî’dir. Farabî İslam felsefesini metot, terminoloji ve problemler açısından temellendirmiştir. Daha başka alimler de bu asırda felsefeyle uğraşmışlardır.

Tıp alanında eser yazan dönemin önemli alimi Ebû Bekir b. Huzeyme Muhammed b. Zekeriya er-Razi’dir. Ali b. Abbas ve Ali b. İsa da bu dönemde tıp alanında önemli hizmetler yapmışlardır. Bu asırda tıp gibi tarih, siyer, coğrafya, içtimâiyat gibi alanlarda eser yazan alimleri de vardır.

Bu asırda bazı önemli hâdiseler de gerçekleşmiştir. Dönemin en önemli hâdiselerinden biri de Karmatilerin asrın ilk yirmi yılında estirdiği terördür. Bunlar hem Basra, Bağdat, Kufe gibi Irak şehirlerinde, hem Mekke, Medine gibi Hicaz bölgesinin kutsal iki şehrinde büyük katliamlar yaptılar. Hacrü’l-Esved’i yerinden söküp 22 yıl yanlarında tuttular. Ancak bundan sonra getirip yerine koydular. Bu dönemde irili-ufaklı muhtelif iç isyan ve karışıklılar, halifelerin azli, öldürülmesi veya işkenceye maruz bırakılmaları, bazı müslüman devletlerin yöneticilerinin hilafete saldırıları, yaşanan bazı ekonomik sorunlar, din ve mezhep eksenli bazı isyanlar, başta Bağdat ve çevresinde olmak üzere bir takım salgın hastalıkların baş göstermesi, kuduz vakalarının önüne geçilmeyecek kadar çoğalması; binlerce insanın bu hastalıklardan dolayı ölmesi; depremler, aşırı yağmurların yağması ve benzeri bir takım doğal afetler gibi hâdiseler de yaşanmıştır.

Görüldüğü gibi hicrî dördüncü asır, birçok ilim açısından oldukça hareketli ve verimli bir asırdır. Buna göre hicrî üçüncü asırda belirtilen tarihler arasında vefat etmiş olan bütün alimler sempozyumun kapsamı içerisine girer. Yine bu yıllar arasında yazılmış kitaplar, kurulmuş mezhepler, meydana gelmiş önemli olaylar, sunulmuş önemli hizmetler, kurulmuş önemli müesseseler de sempozyumun konuları arasındadır.

Bu asırda yapılmış olan önemli savaşlar, fethedilen yeni bölgeler, yaşanan siyasi hadiseler, komşu ülkelerle münasebetler, sosyal ve ekonomik hareketlilik gibi önemli faaliyetler de sempozyumun kapsamına girmektedir.

Sempozyum Ortaklarımız

Bu sempozyumumuzu İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi olarak, Câmiatu Abdelmalek es-Sa’dî Kulliyetu Usûli’d-Dîn Dekanlığı (Fas/Titvân); Câmiatu Muhammed el-Evvel Faculté Pluridisciplinaire bünyesinde bulunan Muhteberu Kadaya’t-Tecdîd fi’d-Dirâsâti’l-İslmiyye ve’l-İnsâniyye Müdürlüğü (Fas/Oujda), Câmiatu Abdelmalek es-Sa’dî bünyesidne bulunan Muhteberu’l-Ulûmi’l-İslâmiyye Müdürlüğü (Fas/Titvan) ve  Sofya Yüksek İslam Enstitüsü Müdürlüğü (Bulgaristan) ile birlikte düzenlemekteyiz.

Kapsam

Bu sempozyumda hicrî dördüncü asırda (300-399 h./913-1009 m. yılları arasında) yaşanmış, meydana gelmiş tüm bu önemli hâdiselerin, bu devirde yaşamış kişilerin, yazılmış eserlerin, üretilmiş kavram ve konuların özellikle dönemle ilgisi ve ilişkisi çerçevesinde işlenmesi hedeflenmektedir.

Konu Başlıkları

Tarih Araştırmaları: Hicrî dördüncü asırda Siyer ve İslam Tarihi, Medeniyet Tarihi, Kurumlar Tarihi, Sanat Tarihi alanlarına giren bütün gelişmeler, kişi, eser, konu ve kavramlar

Kur’an Araştırmaları: Hicrî dördüncü asırda Mushaf İncelemeleri, Kur’an Tarihi, Kıraat, Kıraat Tarihi, Ulûmu’l-Kur’an, Tefsir, Tefsir Usûlü ve Tarihi alanına giren bütün gelişmeler, kişi, eser, konu ve kavramlar

Hadis Araştırmaları: Hicrî dördüncü asırda Hadis, Hadis Usûlü ve Tarihi kapsamına giren bütün gelişmeler, kişi, eser, konu ve kavramlar

Fıkıh Araştırmaları: Hicrî dördüncü asırda Fıkıh, Fıkıh Usûlü ve Tarihi kapsamına giren bütün gelişmeler, kişi, eser, konu ve kavramlar

Akaid Araştırmaları: Hicrî dördüncü asırda Kelam/Akaid, Kelam Tarihi, Mezhepler Tarihi, Dinler Tarihi kapsamına giren bütün gelişmeler, kişi, eser, konu ve kavramlar

Dil Araştırmaları: Hicrî dördüncü asırda Arap Dili Belagati ve Tarihi, Müslümanların kullandığı diğer diller kapsamına giren bütün gelişmeler, kişi, eser, konu ve kavramlar

Tasavvuf Araştırmaları: Hicrî dördüncü asırda Tasavvuf ve Tasavvuf Tarihi kapsamına giren bütün gelişmeler, kişi, eser, konu ve kavramlar

Felsefe ve İslam Düşüncesi Araştırmaları: Hicrî dördüncü asırda Felsefe, Mantık, İslam Düşüncesi, İslam Tefekkür Tarihi kapsamına giren bütün gelişmeler, kişi, eser, konu ve kavramlar

Din ve Siyaset Araştırmaları: Hicrî dördüncü asırda din-siyaset arasındaki ilişki, siyasilerin dine yaptıkları müdahaleler ve buna müteallık bütün gelişmeler, kişi, eser, konu ve kavramlar

Tıp ve Tabiî Bilimler: Hicrî dördüncü asırda tabiî bilimlerin durumu ve dinî ilimlerle olan ilişkileri ve bu alanda meydana gelen bütün gelişmeler, kişi, eser, konu ve kavramlar

Çalışmaların Muhtevasına Dair Bazı Hususlar

Bu kapsamda aşağıdaki hususların dikkate alınması gerekmektedir:

1 – Gönderilecek çalışmaların özgün olması gereklidir. Daha önce başka bir yerde yayınlanmış bir çalışma aynen veya ufak-tefek bazı değişliklerle gönderildiği takdirde kabul edilmeyecektir.

2 – Yazarın konuyu yeni ve farklı bir perspektifle ele alıp işliyor olması gerekir. Bilinen bir konuyu bilinen yöntemlerle işleyen çalışmalar kabul edilmeyecektir.

3 – Mutlak surette dönemle ilgili olması gerekir. Hicrî 300-399 aralığı dışında olan konular kabul edilmeyecektir.

4 – Çalışma ilk kez burada sunuluyor olmalıdır. Dönemle ilgili tezi olan arkadaşlar tezlerinin ilgili bölümlerini yeni bir anlayışla elden geçirerek, genişleterek yahut daraltarak sunabilirler. Ancak tezin yayımlanmamış olması gerekir. Şayet yayımlanmışsa yazar ilgili konuyu yeninden ve mevcut halinden farklı olarak hazırlayıp gönderebilir. Aynı husus makale, tebliğ, madde ve benzeri çalışmalar için de geçerlidir. Yayımlanmış böyle bir çalışması varsa, yazar onu yeniden ve mevcut halinden farklı, yeni bir anlayışla elden geçirerek sunabilir.

5 – Çalışmaların mutlaka bilimsel ve akademik bir üslup ile ele alınmış olması gerekir.

6 – Çalışmalar Türkçe yanında Arapça ve İngilizce de olabilir.

7 – Sempozyuma bir kişi sadece bir tebliğ ile katılabilir.

7 – Çalışmayı gönderen mutlaka dosyasını şu şekilde adlandırmalıdır: Mesela: Tefsir_H_Aydar; Hadis_H_Aydar; Kelam_H_Aydar gibi. Önce gönderdiği çalışmanın alanını yazmalı, sonra adını-soyadını yazmalıdır.

Süreç

1 – Bu nitelikleri haiz bir tebliğle katılmak isteyenler, tebliğin adını (Türkçe tebliğlerde Türkçe yanında İngilizce; Arapça tebliğlerde Arapça yanında İngilizce; İngilizce tebliğlerde ise İngilizce yanında Türkçe) olarak; özgün ve orijinal yanı ile muhtevasını ele veren 500 kelimelik (Türkçe tebliğler için 500 kelime Türkçe, 500 kelime İngilizce; Arapça tebliğler için 500 kelime Arapça, 500 kelime İngilizce; İngilizce tebliğler için 500 kelime İngilizce, 500 kelime Türkçe) bir özeti 16 Temmuz 2023 Pazar günü saat 23.59’a kadar aşağıda belirtilen formatta, sempozyumun (hicridorduncuasir@istanbul.edu.tr) şeklindeki kurumsal adresine göndermelidirler.

2 – Özetler sempozyum düzenleme kurulunca incelenecek, uygun görülenler alanla ilgili bilim kurulu üyelerine gönderilecektir; üyelerden onay alan özetler kabul edilecek, değişiklik talep edilenler, tebliğ sahibine gerekli değişikliği yapması için iade edilecek, değişiklikler yapıldıktan sonra işleme alınacak. Üyelerin ittifakla reddettiği tebliğler dikkate alınmayacaktır. Bir üyenin olumlu diğerinin olumsuz kanaat belirttiği tebliğler üçüncü bir üyeye gönderilecek; üçüncü üyenin kanaatine göre değerlendirme yapılacaktır. Kabulüne karar verilen tebliğler 26 Temmuz 2023 tarihinde ilan edilecektir.

3 – Kabul edilmiş olan tebliğlerin tam metni istenmeyecek, sadece sunum için taslak plan istenecektir. Taslak planlar en geç 27 Ekim 2023 tarihinde sempozyum düzenleme kurulunun hicridorduncuasir@istanbul.edu.tr adresine gönderilmelidir.

4 – Taslak plan Düzenleme Kurulu tarafından incelenecek ve tashih veya değişiklik talep edilmesi halinde istenenleri yapması için katılımcıya geri gönderilecektir. Katılımcı tarafından son şekli verilen tebliğ 17-18 Kasım 2023 tarihinde icra edilecek olan sempozyumda sunulacaktır.

5 – İsteyen katılıcılar tebliğlerini makale formatında herhangi bir dergiye göndererek yayımlayabilirler. İsteyenler de tebliğlerini Hicrî Dördüncü Asırda İslâmî İlimler adıyla uluslararası bir yayınevi tarafından yayımlanacak e-kitapta neşretmek üzere, bölüm için istenen şartlara uygun hâle getirerek Kitap_Tefsir_H_Aydar örneğindeki gibi isimlendirerek hicridorduncuasir@istanbul.edu.tr adresine gönderebilirler. Kabul edilmesi halinde tebliğ, kitap bölümü olarak neşredilecektir.

6 – Bu kitabın 2024 yılı içinde yayımlanması hedeflenmiştir. Kitabın Türkçe ve İngilizce olan bölümleri Ankara veya İstanbul’da uluslararası bir yayınevinde tabedilecektir. Arapça olanlar ise Fas veya başka bir Arap ülkesinde basılacaktır.

Kimler Katılabilir

Yukarıda belirtilen konularda çalışma yapan ve yapmak isteyen her düzeyde araştırmacı ve akademisyen sempozyumumuza katılabilir.

Sempozyumun Dili

Türkçe
Arapça
İngilizce

Ücret ve Konaklama

Sempozyumumuza katılım ücretsizdir. Sempozyum günlerinde öğle yemeği verilecek ve oturum aralarında ikramlar yapılacaktır. Diğer giderler katılımcıya aittir.

Önemli Tarihler

Özet göndermek için son tarih: 16 Temmuz 2023
Kabul edilen özetlerin ilanı: 26 Temmuz 2023
Taslak plan göndermek için son tarih: 27 Ekim 2023
Sempozyum Tarihi: 17-18 Kasım 2023

Sempozyum Mekânı

İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Konferans Salonu

Düzenleme Kurulu

Prof. Dr. Hidayet Aydar (Türkiye/İstanbul Üniversitesi/Düzenleme Kurulu Başkanı)

Prof. Dr. Abdulhamit Birışık (Türkiye, Marmara Üniversitesi)

Prof. Raşid Kahus (Fas/Abdelmalek Essaâdi Üniversitesi)

Prof. Muhammed Şerifin (Ürdün/Al Albayt Üniversitesi)

Prof. Abdullatif Tilvan (Fas/Mohammed Premier Oujda Üniversitesi)

Prof. Dr. Muhammad Ilyas (Pakistan, Islamabad International Islamic University)

Doç.Dr. Ziyad Ravaşdeh (Türkiye/İstanbul Üniversitesi)

Doç. Dr. İsa Rabih (Ürdün/Ürdün Üniversitesi)

Dr. Abdullah Tırabzon (Bulgaristan/Sofya Yüksek İslam Enstitüsü)

Dr. Sefer Hasanov  (Bulgaristan/Sofya Yüksek İslam Enstitüsü)

Dr. Abdelkarim Marzouk (Fas/Al Akhawayn University)

Arş. Gör. Dokt. Öğrencisi Feyza Çelik (Türkiye/Kilis 7 Aralık Üniversitesi/İstanbul Üniversitesi)

Dokt. Öğrencisi Hatice Ece Erçin (Türkiye/İstanbul Üniversitesi)

Dokt. Öğrencisi Hani el-Ğuşeymi (Yemen/Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi)

Yüksek Lisans Öğrencisi Ayşe Hümeyra Otalı (Türkiye/İstanbul Üniversitesi)

Bilim ve Danışma Kurulu

Prof. Dr. Abdulaziz Rahmûnî – Arap Dili ve Belagati- Fas, Titvan, Abdel Malek Saadi Üniversitesi

Prof. Dr. Abdulhamit Birışık    -Tefsir – Türkiye, İstanbul, Marmara Üniversitesi

Prof. Dr. Abdullah Emin Çimen – Kıraat – Türkiye, İstanbul, İstanbul Üniversitesi

Prof. Dr. Abdullatif Taleuan – Kelam ve Akaid –  Fas, Oujda, Mohammed I Üniversitesi

Prof. Dr. Abdülmuttalip Arpa -Tefsir- Türkiye, İstanbul, Sebahattin Zaim Üniversitesi

Prof. Dr. Abdurrahman Tîb – Tarih – Hindistan, Delhi, Jawaharlal Nehru Üniversitesi

Prof. Dr. Adem Apak – İslam Tarihi – Türkiye, Bursa, Uludağ Üniversitesi

Prof. Dr. Adnan Demircan – İslam Tarihi – Türkiye, İstanbul, İstanbul Üniversitesi

Prof. Dr. Ali Bulut – Arap Dili ve Belagati – Türkiye, İstanbul, İstanbul Üniversitesi

Prof. Dr. Bekir Kuzudişli – Hadis – Türkiye, İstanbul, İstanbul Üniversitesi

Prof. Dr. Ekrem Demirli – Tasavvuf – Türkiye, İstanbul, İstanbul Üniversitesi

Prof. Dr. Ferhat Koca – İslam Hukuku – Türkiye, Çorum, Hitit Üniversitesi

Prof. Dr. Hişam el-Arabî – Karşılaştırmalı Hukuk – Mısır, Fildişi Sahili, Abidjan, Furkan İslam Üniversitesi

Prof. Dr. Hülya Alper  –  Kelam – Türkiye, İstanbul, Marmara Üniversitesi

Prof. Dr. Ilyess  Gouissem – Tefsir ve Kur’an İlimleri – Tunus, Tunus Üniversitesi

Prof. Dr. Karim İfrak – Mushaf Tarihi – Fransa, Paris, Fransa Milli Kütüphanesi

Prof. Dr. Mehmet Dalkılıç – Mezhepler Tarihi – Türkiye, İstanbul, İstanbul Üniversitesi

Prof. Dr. Mohammad Alsheraifin – Hadis – Ürdün, Mafrak, Al-ı Beyt Üniversitesi

Prof. Dr. Mohammed Babiker Alawad – İletişim Bilimleri – Sudan, Hartum, Cezire Üniversitesi

Prof. Dr. Muhammed Çelik   – Tefsir   – Türkiye, Diyarbakır, Dicle Üniversitesi

Prof. Dr. Muhammad Ilyas – Hadis – Pakistan, İslamabad, Uluslararası İslam Üniversitesi

Prof. Dr. Mustafa Ertürk – Hadis – Türkiye, İstanbul, İstanbul Üniversitesi

Prof. Dr. Necdet Tosun – Tasavvuf – Türkiye, İstanbul, Marmara Üniversitesi

Prof. Dr. Necmettin Gökkır – Tefsir- Türkiye, İstanbul, İstanbul Üniversitesi

Prof. Dr. Necmettin Kızılkaya   – İslam Hukuku –   Türkiye, İstanbul, İstanbul Üniversitesi

Prof. Dr. Ömer Mahir Alper – İslam Felsefesi – Türkiye, İstanbul, İstanbul Üniversitesi

Prof. Dr. Rachid Mohamed Kohouss – İslam Düşüncesi – Fas, Titvan, Abdel Malek Saadi Üniversitesi

Prof. Dr. Ramazan Humeys – Tefsir ve Kur’an İlimleri – Katar, Katar Üniversitesi

Prof. Dr. Ruqaia Alalwani  –  Islamic Araştırmaları  –  Bahreyn, Bahreyn Üniversitesi

Prof. Dr. Süleyman Berk – Türk-İslam Sanatları Tarihi – Türkiye, İstanbul, İstanbul Üniversitesi

Prof. Dr. Süleyman Kaya – İslam Hukuku – Türkiye, İstanbul, İstanbul Üniversitesi

Prof. Dr. Wan Kamal Mujani – Arap Araştırmaları ve İslam Medeniyeti – Malezya, Kuala Lumpur, Malezya Milli Üniversitesi

Prof. Dr. Yasir Abdurrahman Tarşânî – Usul ve Makasid – Malezya, Kuala Lumpur, Uluslararası Medine Üniversitesi

Doç. Dr. Abdul-Ghani Ali Al-Ahjury –   İslam Tarihi- Yemen, Katar Üniversitesi

Doç. Dr. Abdulhamid Al-Shish – Hadis – Irak, Katar Üniversitesi

Doç. Dr. Balhayr Amrânî – Dinler Tarihi – Cezayir, İslam İlimleri ve Kültürü Merkezi

Doç. Dr. Eisa Rabeeh Ameen Ahmad  –  Kelam   – Ürdün, Abu Dabi, Al Ain Universitesi

Doç Dr. Ibrahım Rashıd Saıf Alghammarı  –  Usûl-i Fıkıh – Umman, Maskat, Şeriat İlimleri Koleji

Doç. Dr. Marwa Mahmoud Kharma – Kelam ve İslam Felsefesi – Amman, Ürdün Üniversitesi

Doç. Dr. Mesut Cevher  –  Tefsir  –  Mısır, Kırıkkale, Kırıkkale Üniversitesi

Doç. Dr. Muhammed Huvalde – Tefsir – Ürdün, Cereş, Cereş Üniversitesi

Doç. Dr. Ömer Mabrakî – Kelam – Fas, Fas, Karaviyyîn Üniversitesi

Doç. Dr. Sujiat Zubaidi   – Tefsir Usulü –   Endonezya, Jawa, Darussalam Gontor Üniversitesi

Dr. Öğr. Üyesi İbrahim Buzeydi – Sosyolji – Cezayir, İstanbul, İstanbul Üniversitesi

Dr. Öğr. Üyesi Yahya Zekeriya Maabde – Hadis – Ürdün, Denizli, Pamukkale Üniversitesi

Dr. Hamza Ferhan – Din Sosyolojisi – Ürdün, İstanbul, Sabahattin Zaim Ünivesitesi

Değerli Katılımcılarımız, öncelikle sempozyumumuza gösterdiğiniz ilgiden dolayı çok teşekkür ederiz. Normalde 26 Temmuz itibariyle, kabul edilen tebliğleri ilan edecektik ancak gelen talepler üzerine tebliğ gönderme tarihinin 20 Temmuz’a kadar uzatılması, ilanın da birkaç gün gecikmesine sebep oldu. Bu gecikmeden dolayı özür dileriz.

Sempozyumumuza ülkemizden 45, yurt dışından da 70’den fazla tebliğ geldi. Bu tebliğler önce düzenleme kurulu tarafından titizlikle incelendi. Bazı tebliğ sahiplerinin, vefat tarihi 400’den sonra olan alimleri işledikleri görüldü. Sempozyum katılım şartları arasında işlenecek alimlerin vefat tarihlerinin 300-399 arasında olması gerektiği belirtilmiş idi. Bazılarının ise konuları hicrî dördüncü asırla ilgili değildir. Kurulumuz bunları kapsam dışı oldukları için eledi. Katılımcılarımız, hicrî beşinci asır kapsamına giren tebliğlerini önümüzdeki yıl düzenlemeyi düşündüğümüz Hicrî Beşinci Asrın İslâmî İlimlerin Gelişimindeki Yeri başlıklı sempozyumumuza gönderirlerse memnuniyetle değerlendirmeye alırız.

Geriye kalan tüm tebliğler, tebliğcinin adı silinerek ilgili oldukları alanlardaki Bilim ve Danışma Kurulumuzda yer alan hocalarımıza gönderildi. Bilim ve Danışma Kurulu üyelerimizden tebliğleri inceleyip KABUL veya RED diye işaretlemeleri, KABUL yazdıklarını da önem sırasına göre 1, 2, 3… diye dizmeleri talep edildi. Hocalarımız bu işi titizlikle yapıp bize geri döndüler. Bu vesileyle bütün Bilim ve Danışma Kurulu üyelerine teşekkür ederiz. Biz de bunları hesaba katarak 75 tebliği programa aldık.

Sempozyumumuzun iki gün ve iki ayrı salonda toplam 14 oturum halinde olması planlanmış idi. Buna göre 4X14=56 tebliğ kabul etmemiz gerekiyor. Ancak tebliğlerimiz önemli oldukları için imkânları zorlayarak 75 tebliğ kabul ettik. Bundan daha fazlasını kabul etmemiz mümkün değildir. Hal böyle olunca mecburen Bilim ve Danışma Kurulumuzun ilk sıralarda yer verdiklerini almak, diğerlerini ise program dışı bırakmak zorunda kaldık. Tebliği elenen katılımcılarımızın bu konuda bize anlayış göstermelerini bekleriz. Tebliği elenenler de dahil hicrî dördüncü asır kapsamında çalışma sunmuş olan bütün katılımcılarımız arzu ederlerse tebliğlerini, ileride ilanına çıkacağımız Hicrî Dördüncü Asırda İslâmî İlimler adındaki edit kitapta yayımlamak üzere bölüm formatına göre düzenleyerek gönderebilirler. Bunları kitap bölümü için değerlendireceğiz inşallah.

Bu vesileyle tebliği kabul edilen hocalarımızı sempozyum günlerinde İstanbul’a bekliyoruz. Tekrar bütün katılımcılarımıza çok teşekkür ediyoruz.

Sempozyum Düzenleme Kurulu

HİCRİ DÖRDÜNCÜ ASIR İSLAMİ İLİMLER SEMPOZYUMU

TÜRKÇE TEBLİĞLER LİSTESİ

No

Alan

Ad-Soyad

Tebliğ Adı

Kabul/Ret

1

Tefsir

Doç. Dr. Aslan HABİBOV

Hicri Dördüncü Asırda Şii Tefsiri (Bilim ve Danışma Kurlu ile Düzenleme Kurulunun önerisi: Temel Örnekler Üzerinden Dördüncü Asırda Şiî Tefsiri ve Özellikleri)

KABUL

2

Tefsir

Prof. Dr. Muhammed ÇELİK

Müfessir İbn Cerîr et-Taberî, Tefsiri ve İ’câzu’l-Kur’ân’a Bakışı (Bilim ve Danışma Kurlu ile Düzenleme Kurulunun önerisi: İbn Cerîr et-Taberî’nin Tehaddî Âyetleri Üzerinden Kur’ân’ın İ’câzına Bakışı)

KABUL

3

Tefsir

Arş. Gör. Abdulcabbar ADIGÜZEL

Erken Dönem Tefsirde Filoloji ve Rivayet: Ebû İshâk ez-Zeccâc’ın Ahmed b. Hanbel’in et-Tefsîr’iyle İlişkisi Üzerine (Bilim ve Danışma Kurlu ile Düzenleme Kurulunun önerisi: Tefsirde Filoloji ve Rivayet: Zeccâc’ın Ahmed b. Hanbel’in et-Tefsîr’iyle İlişkisi)

KABUL

4

Tefsir

Arş. Gör. Dr. Kerim YILMAZ

İbn Cinnî’nin (ö. 392/1002) Tefsir İlmine Katkıları

KABUL

5

Tefsir

Dr. Öğretim Üyesi Burcu DİLEK

Rummânî’nin Tefsir Yöntemi ve Mezhebî Kimliğinin Kur’ân Yorumuna Etkisi (Bilim ve Danışma Kurlu ile Düzenleme Kurulunun önerisi: Rummânî’nin Yönteminin ve Mezhebî Kimliğinin Kur’ân’ı Yorumlamasına Etkisi)

KABUL

 

 

 

                     

6

Tefsir

Doktora Öğrencisi Elif ERDOĞAN

Hakikat Mecaz Bağlamında İmam Mâturîdî’nin Tefsirinde Ahiret Ahvali

KABUL

7

Tefsir

Doktora Öğrencisi Hatice BEKTAŞ

Fıkhî Tefsirin Teşekkülü Bağlamında Hicrî Dördüncü Asırda Ahkâmu’l-Kur’ân Eserleri

KABUL

8

Tefsir

Dr. Öğr. Üyesi Mehmet BAĞÇİVAN

Hicrî Dördüncü Asırda Ortaya Çıkan Münâsebâtü’l-Kur’ân İlminde İmkân Ve Keyfilik Tartışmaları

KABUL

9

Tefsir

Arş. Gör. Feyza ÇELİK

İbn Cerir Et-Taberi’nin Câmiu’l-Beyân Adlı Tefsirinde Hz. İsa ile İlgili Ayetlerin Değerlendirilmesi

 

KABUL

10

İslam Hukuku

Dr. Ali Hakan ÇAVUŞOĞLU

4./10. Asır Fıkıh Mezhepleri Açısından Ne İfade Eder?: “Fıkıh Mezhebi”Nin Teşekkül Tarihine Dair Araştırmalara Bir Katkı

KABUL

11

İslam Hukuku

Dr. Öğretim Üyesi Ceyda GÜRMAN

Taberî’nin Latîfü’l-kavl Adlı Fıkıh Usûlü Eserini Câmi‘u’l-beyân Tefsiri Üzerinden Okumak

KABUL

12

İslam Hukuku

Doç. Dr. Ahmet ÖZDEMİR

Hicri Dördüncü Asırda Semerkant’ta Yaşayan Fakihler ve Fıkıh İlmine Hizmetleri

KABUL

13

İslam Hukuku

Dr. Öğr. Üyesi, Mehmet CENGİZ

Hicri Dördüncü Asırda Makâsıdü’ş-Şerîa İzleri: Kaffâl Eş-Şâşî (Ö. 365/976) Örnekliğinde

KABUL

14

Hadis

Arş. Gör. Ayşegül TOPRAK ŞAHİN

Muârız Haberlerin Çözümünde Kerhî ile Gündeme Gelip Cessâs’la Sistematize Edilen Bir Tercih Kriteri: “Müsbit Nâfîden Evlâdır.”

KABUL

15

Hadis

Dr. Öğretim Üyesi Fatma YILDIZ

İbn Hibbân’ın Meçhul Ravi Anlayışı

KABUL

16

Hadis

Yüksek Lisans Öğrencisi Ceren ÖZKÖK

Ebû Ya‘lâ el-Mevsılî’nin Hadis İlmine Katkısı (el-Mefârid Kitabı Özelinde)

KABUL

17

Hadis

Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Yasin AKBAŞ

Hadis Kaynaklarındaki Tefsir Bölümleri ile İbn Ebû Hâtim’in Tefsîr’inin Mukayesesi (Nûr Sûresi Örneği)

KABUL

18

Tarih

Arş. Gör. Dr. Zeynep KAYA ÜNAL

Mes‘ûdî’nin Tarih yazımında Pers Tarihi ve İran Toplumu

KABUL

19

İslam Tarihi

Doktora Öğrencisi Enes Ensar ERBAY

4/10. Yüzyılda Öne Çıkan Bir Muhâdarât Eseri Olarak Tenûhî’nin (ö. 384/994) Nişvârü’l-muhâdara ve Ahbârü’l-müzâkere isimli kitabında Tarih Yazımı: Hikâyelerin Konu İçerikleri Üzerinden Bir İnceleme

KABUL

20

İslam Mezhepleri Tarihi

Prof. Dr. Mehmet DALKILIÇ

Hicrî Dördüncü Asırda Bâtınîlerin ve Karmatîlerin İslam Toplumlarına Etkisi

KABUL

21

İslam Mezhepleri Tarihi

Dr. Öğretim Üyesi İsa KOÇ

4./10. Yüzyıl Hanbelîliğinin Önemli Simalarından İbn Batta’nın (öl. 387/997) Ebû Hanîfe ve Hanefîlik Algısı

KABUL

22

İslam Mezhepleri Tarihi

Dr. Araş. Gör. Bekir ALTUN

Hicrî Dördüncü Asırda Büveyhîler ile İmâmiyye Uleması Arasındaki İlişki ve İmâmiyye “Kelamının Gelişimine Etkisi

KABUL

23

İslam Mezhepleri Tarihi

Dr. Mustafa KESKİN

Hicrî Dördüncü Asırda Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaati’in Vasıflarının Belirlenmesi (Hakîm es-Semerkandî es-Sevâdü’l-A’zam Örneği)

KABUL

24

Tasavvuf

Dr. Arş. Gör. Ali İhsan KILIÇ

Hicri IV. Asır Bağdat ve Horasan Merkezli Tasavvuf Hareketlerinin Etkileşimi: Ebû Bekir el-Vâsıtî Örneği

KABUL

25

Tasavvuf

Dr. Hatice Gargu KARADENİZ

Hicrî Dördüncü Asır Müellif Sufîlerinde İslamî İlimler Bağlamında İhsan Kavramının Yeri: Serrâc ve Sülemî Örneği

KABUL

26

Kur’an Tarihi Tarihi

Doç. Dr. Abdulkadir KARAKUŞ

İbn Ebû Dâvûd’un Kitâbu’l-Mesâhif Adlı Eseri Işığında Kur’an’ın Kitaplaşma Serüveni

KABUL

27

Kıraat

Dr. Muhammed COŞKUN

Kıraat İlmindeki Tarihi Kırılma Noktası: Hicrî IV. Asır ve İbn Mücâhid

KABUL

28

Kıraat

Prof. Dr. Mehmet ÜNAL-Arş. Gör. Sümeyye AYSU

Bir İhtisar Örneği Olan İbn Ebi Zemenin’nin Tefsiru’L-Kur’ân’il-Aziz Adlı Eserinde Kıraat Olgusu

KABUL

29

Kelam

Arş. Gör. Ayşe Nur YAMANUS

Hicrî Dördüncü Asırda Hadis Alimlerinin Kelâm İlmiyle İlişkisi: Eş‘arî Muhaddisler Özelinde Bir İnceleme

KABUL

30

Arap Dili ve Belagatı

Dr. Cumali BAYLU

“(Hicri IV. Asır Alimlerinden) İbnü’s-Serrâc’ın Nahiv İlminin Gelişimine Katkıları

KABUL

31

Arap Dili ve Belagatı

Dr. Öğretim Üyesi Selim TEKİN

Hicri Dördüncü Asırda Arap Gramer Çalışmaları

KABUL

32

Felsefe ve Din Bilimleri

Dr. Öğretim Üyesi Süleyman DOĞANAY

Hicri Dördüncü Asırdan Psikanalize Bir Sesleniş: Ebubekir Er-Razi’nin Tıbbu’r Ruhani’sindeki ‘Haset’ Bahsi Üzerine Bir İnceleme

KABUL

33

Felsefe ve Din Bilimleri

Dr. Öğr. Üyesi Kayhan ÖZAYKAL

Aristo’dan Mâturîdî ve Fârâbî’ye Akıl ve Ruh

KABUL

 

Close